WILL ile GOING TO Arasındaki Farklar Neler?

İngilizce ve Türkçe arasında benzer noktalar olduğu kadar birbirinden ayrılmalarını sağlayan çok ince detaylar da var.

 

Örneğin; Will ve Going to kalıplarının ikisi de gelecek zamanı ifade eder. Ancak yabancı dil öğrenmeye çalışanları zorlayan noktalar, hep bu aşamada ortaya çıkar. Bu iki kalıp, aynı zamanı ifade etmelerine rağmen farklı yerlerde kullanılır. Yani gelecek anlamı taşıyan ancak farklı durumları belirten kullanımlara sahiplerdir.

O hâlde ‘will’ ve ‘be going to’ nerelerde tercih ediliyor, aralarında ne gibi kullanım farkları var, gelin beraber inceleyelim.

Will Kullanım Yerleri

‘Will’ İngilizcede Future Tense konusundan aşina olduğunuz bir kelime ve gelecek zaman belirtmek amacıyla kullanılan yardımcı bir fiil. Genel olarak -ecek, -acak anlamına geliyor.

Özne + Yardımcı Fiil + Fiil formülüne göre oluşturulan cümle kalıplarına sahip.

I will swim.”, dediğinizde “Ben yüzeceğim.” anlamına geliyor.

Olumlu Yapı Olumsuz Yapı Soru Yapısı
I will swim I won’t swim Will I swim?
You will swim You won’t swim Will you swim?
He will swim He won’t swim Will he swim?
She will swim She won’t swim Will she swim?
It will swim It won’t swim Will it swim?
We will swim We won’t swim Will we swim?
They will swim They won’t swim Will they swim?

Örnekler:

He won’t play today.
(O bugün oynamayacak.)

Will they take anything?
(Onlar bir şey alacaklar mı?)

I will study this week.
(Bu hafta ders çalışacağım.)

She won’t wait too much.
(O çok fazla beklemeyecek.)

You will be successful.
(Sen başarılı olacaksın.)

‘Will’ kullanımına başvuracağınız yerler ise özetle şu şekilde;

Ani Verilen Kararlarda

Bir şey yapmak için aniden bir karar verdiyseniz, bunu belirtirken ‘will’ kalıbını kullanmanız gerekir. Bu durum, genellikle konuşma anlarında verilen kararları içerir. (on-the-spot decisions)

Örnek:

A: Did you post those letters?
(O mektupları postaladın mı?)

B: No, I forgot. I will post them tomorrow.
(Hayır, unuttum. Yarın postalayacağım-postalarım.)

A: I am hungry.
(Acıktım – açım.)

B: Ok. I will make you something to eat.
(Tamam. Ben sana yemek için bir şeyler hazırlayacağım-hazırlarım.)

A: I like this dress better than the other one. I will take it.
(Bu elbiseyi diğerinden daha çok beğendim. Bunu alacağım.)

A: You passed the exam.
(Sınavı geçtin.)

B: Great! I will call my mother and tell her the good news.
(Harika! Annemi arayacağım ve ona güzel haberi anlatacağım.)

 

Gelecekle İlgili Tahminde Bulunurken

WILL ile GOING TO Arasındaki Farklar Neler?

Geleceğe dair kesinliği olmayan tahminlerde bulunurken ‘will’ kullanılır. Bir şeyin olacağı kesin değilse, olasılık üzerine konuşuluyorsa bu kalıp tercih edilebilir.

Örnek:

A: I am afraid we will be late for the meeting.
(Korkarım toplantıya geç kalacağız.)

A: She doesn’t study enough.
(O yeteri kadar çalışmıyor.)

B: I know. I think she won’t graduate from the school.
(Biliyorum. Sanırım okulundan mezun olamayacak.)

A: The science is developing very fast.
(Bilim çok hızlı gelişiyor.)

B: I think we will use capsules instead of food one day.
(Sanırım bir gün yemek yerine kapsül kullanmaya başlayacağız.)

Geleceğe yönelik kesin olmayan bir ihtimalden bahsederken gelende ‘I think..’, ‘I’m afraid..’ gibi cümlelerle başlandığı görülür.

Teklifte Bulunurken veya Söz Verirken

WILL ile GOING TO Arasındaki Farklar Neler?

Birine, bir konu ile ilgili bir söz verirken ‘will’ kullanılır. Ayrıca bir teklifte bulunulacaksa yine ‘will’ tercih edilir.

Örnek:

A: My homework is very hard.
(Ev ödevim çok zor.)

B: Don’t worry! I will help you.
(Merak etme! Ben sana yardım edeceğim.) -söz

A: You look very tired. I will do the ironing for you.
(Çok yorgun görünüyorsun. Ütüyü senin için ben yapacağım.) -teklif

A: The bag is very heavy.
(Çanta çok ağır.)

B: Ok, I will carry it for you.
(Tamam, senin için ben taşırım.) -teklif

Be Going To Kullanım Yerleri

 

‘Be going to’ aynı will gibi Future Tense anlamı taşıyor ve -ecek, -acak anlamına geliyor. ‘Will’ kalıbına kıyasla daha yakın bir geleceği ifade etmede ve güçlü delile dayanan durumlara çok daha uygun bir kalıp.

Özne + Be Going To + Fiil formülüne göre kullanılıyor.

I’m going to buy a new bag.’ dediğinizde ‘Ben yeni bir çanta alacağım.’ dendiği ve bunun yakın zamanda gerçekleşeceğini anlıyoruz.

Olumlu Yapı Olumsuz Yapı Soru Yapısı
I am going to buy I am not going to buy Am I going to buy?
You are going to buy You are not going to buy Are you going to buy?
He is going to buy He is not going to buy Is he going to buy?
She is going to buy She is not going to buy Is she going to buy?
It is going to buy It is not going to buy Is it going to buy?
We are going to buy We are not going to buy Are we going to buy?
They are going to buy They are not going to buy Are they going to buy?

Örnekler:

Jake is going to take her to dinner.
(Jake onu akşam yemeğine götürecek.)

They are going to leave tonight.
(Onlar bu gece ayrılacaklar.)

I am going to play tennis.
(Ben tenis oynayacağım.)

She isn’t going to tell.
(O söylemeyecek.)

It isn’t going to rain.
(Yağmur yağmayacak.)

Are you going to join the party?
(Partiye katılacak mısın?)

Daha Önceden Gelecekle İlgili Planlanmış Eylemlerde

Eğer bir eylem önceden planlanmışsa ve yakın bir zamanda olmasına karar verilmişse ‘going to’ kullanılır.

Örnek:

A: They are going to get married in two months.
(Onlar iki ay içinde evlenecekler.) -İki ay sonrası için evlilik planı yapıyorlar.

A: Did you give him his present?
(Ona hediyesini verdin mi?)

B: No. I am going to give it to him tonight at dinner.
(Hayır. Hediyeyi ona bu gece akşam yemeğinde vereceğim.)

A: Are you coming to the party tonight?
(Bu gece partiye geliyor musun?)

B: No, I am not. I am going to go to the theatre with my mom.
(Hayır, gelmiyorum. Annemle tiyatroya gideceğiz.)

Bir Olayın Gerçekleşeceğine Dair Güçlü Bir Kanıt Varsa

Bir olayın yakın zamanda olacağına dair güçlü bir kanıt varsa ‘be going to’ kalıbı tercih edilir.

Örnek:

A: Look at the clouds!
(Bulutlara bak!)

B: It is going to rain.
(Yağmur yağacak.)

A: It is very cold and the streets are frozen.
(Hava çok soğuk ve sokaklar buz tutmuş.)

B: Look! That woman is going to fall.
(Bak! O kadın düşecek.)

A: Watch out! You are going to hit your head.
(Dikkat et! Kafanı vuracaksın.)

B: Oh! I didn’t notice the door.
(Oh! Kapıyı fark etmedim.)

Geleceğe Dair Bir Plan veya Niyetin Varlığında

Gelecekle ilgili planlarımız ve niyetlerimiz için ‘be going to’ kalıbını kullanırız.

Örnek:

A: I am going to become a famous actress one day.
(Bir gün ünlü bir aktrist olacağım.)

A: You won the lottery, didn’t you?
(Piyangoyu kazandınız, değil mi?)

B: Yes. We are going to buy a big house and a new car.
(Evet. Büyük bir ev ve yeni bir araba alacağız.)

A: He is going to become a doctor when he finishes medical school.
(Tıp fakültesini bitirdiğinde doktor olacak.)

İki kalıp arasındaki farkları özetleyecek olursak;

  1. ‘Will’, bir dayanağı olmadan geleceğe dair tahmin yürütmede kullanırken; ‘Going to’, güçlü bir delile dayanır.
  2. ‘Will’, olay anında verdiğimiz anlık kararları kapsarken; ‘Going to’, önceden planlanmış yakın bir gelecekte gerçekleşmesine karar verilmiş eylemleri kapsar.

Kaynak

Yorumunuzu Ekleyin

Yükleniyor...